Çatalca Mutlu Son

Çatalca Mutlu Son

Bunun üzerine, Phoebe beni hafifçeçe dürtüp fısıldadı.

“Seninkinin bundan daha mı minik olduğunu düşünüyordun?”

diye sordu.

Oysa ben tüm dikkatimi görmüş olduklerime yöneltmiş, onlarla

çevrelenmiştim. Ona yanıt verecek durumda değildim.

O zamana dek genç İtalyan, Çatalca Mutlu Son Polly’nın duruşunu yatakta yan

yatıştan boylu boyunca uzanmaya kadar değiştirmişti.

Bacakları her pozisyonda açıktı ve hedeflediği nokta şimdi

tam önündeydi. Çatalca Mutlu Son Parça, parça olacağını düşündüğüm narin

kurban ise onu reddediyor şeklinde görünmüyordu. Yattığı yerden,

yukarı doğru gülümseyerek bakıyordu. Bu sırada genç adam

kılıcına baktı ve onu elleriyle, görünmeyen aralığa doğru

yöneltip yarı yola kadar ilerledi. Polly’nin de yardımıyla bir,

iki hamleden sonrasında doğru yolda ilerliyordu. Sadece bir müddetsonra sanırım gitgide kalınlaştığı için orada saplanıp kaldı.

Geri çekildi tükürüğüyle ıslattı, yeniden denedi ve bu kez

kılıfına sokulan kılıç benzer biçimde kolayca sarılmayı başardı. Polly

derin bir iç çekti, fakat bu iç çekiş acıdan çok farklı bir ton‐

daydı. Delikanlıın her denemesinde Polly önce yavaş, sonra

tertipli bir tempoyla inlemeye başladı. Fakat azca sonra bu

iniltiler herhangi bir seviye ya da ölçü gözetmeyecek kadar

şiddetlenmeye başladı. Devinimleri öyle hızlı, öpüşmeleri

öyle ateşli ve coşkundu ki tabiat bu şekilde bir hazza karşı

koyamazdı. Her ikisi de kendilerinden geçmiş gibiydi.

Gözleri alev saçıyordu.

 

Çatalca Mutlu Son

Polly’nin ağzından yalvarış ve sevinç haykırışları

dökülüyordu. Delikanlının hazları daha sessizdi fakat az sonra

kesik, kesik mırıltılar, derinden gelen iç çekişler, sonunda

sanki kendi gövdesini Polly’nin gövdesiyle bütünleştiren bir

hamle ardından kollarının bacaklarının kıpırtısız gevşekliği

onun bitim noktasına geldiğini gösteriyordu. Polly de deli şeklinde

elini kolunu sallayarak kapalı gözlerle, mutlulukla can çekişir

gibi derin bir hıçkırık kopararak ona katıldı.

Delikanlı onu okşayıp üzerinden çekildiğinde Polly hala

soluksuz kıpırtısız yatıyordu, görünüşe bakılırsa bu acıdan

değil, hazdandı. Cenevre-li onu oturamadığı için yatağa

yatırdı. Polly azca sonrasında doğruldu, ona sarıldı. Bakışlarındaki ve

sarılışlarındaki sevecenliğe bakmakla bile gencin onu

sürüklediği bu denemeden hiç de hoşnutsuz kalmadığı

görünüyordu.